Doğu Akdeniz’de son sözü kim söyleyecek?

Her şey bundan 11 yıl önce İsrail’in Doğu Akdeniz’de doğalgaz yatakları tespit etmesiyle başlamıştı.
Doğu Akdeniz’de son sözü kim söyleyecek?

Stratejik silah olan enerji kaynaklarının keşfi Doğu Akdeniz’de var olan ülkeleri heyecanlandırmış ama çok kısa bir süre sonra ise bu heyecan yerini gerilime, oluşan umut yerini tüm enerjiye sahip olma düşüncesinde olan Rum Vandallarının iştahsızlığıyla kaosa bıraktı.

Uluslararası anlaşmalar yok sayılarak Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tüm hakları gasp edilmek adına çirkin senaryolar planlandı.

Neden mi çirkin senaryolar planlandı? Türkiye’nin güçlü olmasından rahatsız oluyorlar…

Neden mi güçlü olmamızdan rahatsız oluyorlar? Bağımlı olmayan bir Türkiye istemiyorlar…

Peki bizi durdurabildiler mi?

Sismik gemilerimiz tüm tehditlere, kanun tanımaz tavırlara rağmen Doğu Akdeniz’de arama yapmaya devam ediyor.

Karadeniz’de keşfettiğimiz doğalgaz müjdesinin ardından Doğu Akdeniz’de de yeni bir keşif müjdesi için hiç durmadan kararlı bir şekilde çalışıyoruz, çabalıyoruz…

Karadeniz’in aydınlığındaki hakkımız nasıl birilerine kara gün olduysa Doğu Akdeniz’de yapacağımız keşif birilerini çıldırtacaktır.

Çıldıracaklar…

Çıldırtacağız…

Bu sebeple durmadan çalışacağız…

Güney Kıbrıs Rum Kesimi (GKRK) ile Fransa arasında 1 Ağustos’ta yürürlüğe giren savunma iş birliği anlaşması kapsamında, Fransa Hava Kuvvetlerine ait 2 savaş uçağı geçtiğimiz ay Kıbrıs Rum Kesiminde bulunan Andreas Papandreu Hava Üssüne indi.

Fransız uçakları Rum kesiminin tek taraflı ilan ettiği sözde münhasır ekonomik bölge içerisinde devriye görevi gerçekleştiriyor. Bu uçaklar ayrıca bölgede bulunan Fransa’nın deniz kuvvetleriyle de iş birliği yapıyor.

Fransa’nın orada ne işi var?

Kaşınıyorlar mı?

Eski defterleri mi karıştırıyorlar?

Evet hem kaşınıyorlar hem de kuyruk acıları var…

Adanın güneyini parsel parsel uluslararası şirketlere kiraya veren Rumların planları ise boş tehditlere karşı Türk Silahlı Kuvvetlerinin gücünü bölgede göstermesiyle bozulmuştur.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo 2 yıl önce bölgeye gelerek, İsrail, Yunan ve Güney Kıbrıs Rum yönetimleriyle bölgenin enerji yatırımları ve güvenliği ile alakalı bir görüşme yapmıştı. Uluslararası aktörlerin gözünün Doğu Akdeniz’de olduğunun bir ispatı olan bu görüşmenin ardından ise Rusya bu durumdan rahatsızlık duyması vesilesiyle Türkiye’nin yanında yer aldığını yedi cihana duyurmuştur.

Hatta birçok konuda ABD ile birlikte olan Türkiye’nin Doğu Akdeniz sorununda Rusya ile beraber ABD ile karşı karşıya geldiğini de söyleyebiliriz.

Biz Rusya ile enerji anlaşmalarına imza attıkça, ABD’de Yunanistan ve Rumlarla bir dizi projelerde yakınlaşıyor.

ABD, İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasında enerji planları bazen açık açığa bazen de arka planda yapılıyor.

ABD HASIMI OLAN RUSYA’YA AVRUPA’NIN BAĞIMLI OLMASINI İSTEMİYOR

Aslında Doğu Akdeniz’deki enerji krizi ABD’nin, Kuzey Akım 2 boru hattı ile Avrupa’nın Rusya’ya daha bağımlı hale gelmesinden rahatsızlık duymasından kaynaklanıyor.

ABD bu projeye alternatif olarak sıvılaştırılmış kayagazından elde edilen doğalgaz sevkiyatını artırmayı tercih etti ve 2 yılda LNG satışlarını 3 kata çıkarmayı da başardı.

ABD’nin Doğu Akdeniz’de devreye girmesi Rusya’nın bölgede artan gücünü kontrol etme olarak yorumlanması doğru bir tespit olsa da dolaylı yoldan Türkiye’nin menfaatlerine de sekte vuruyor.

Ah Amerika dediğinizi duyabiliyorum...

Doğu Akdeniz’de bir Amerika eksikti…

ABD’siz bir kaos, onların olmadığı bir huzursuzluk düşünülemez…

Ne ABD’nin Doğu Akdeniz’de varlığı ne de Rum vandallarının boş tehditleri Türkiye’nin sondaj gemileriyle arama yapmasına engel olamıyor ve olamayacak.

Bazı olaylar vardır ki! ülkelerin, tüm coğrafyanın ve milletlerin kaderi ona bağlıdır. Türkiye’nin enerji arayışı aynen böyle bir durumdur.

Enerji arama çalışmamız Yunanistan’ı tam anlamıyla darmadağın ederek kimyasını bozmuştur.

Yunanistan ben sadece kendi hakkımı değil, tüm Avrupa’nın hakkını aramak adına Türkiye ile karşı karşıya geldiğini dillendirerek kendisine destek veren ülke sayısını çoğaltma niyetindedir.

Bu konuda AB’nin tam desteğini alamaması da Yunan cephesinde hayal kırıklığı yaratmaktadır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son telefon görüşmesinde Doğu Akdeniz değerlendirildi. Cumhurbaşkanımıza yakın kaynaklardan aldığım bilgiye göre Rusya’nın, Yunan, İsrail, Fransa ve ABD dörtlüsünün planlarına karşın Türkiye’nin yanında olmakta kararlı olduğunu da öğrendim.

Atina ile EastMed boru hattı projesinde de ortak olan İtalya Başbakanı Giuseppe Conte’nin Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile mutabık kalınan görüşme gerçekleştirmeleri İtalya’nın Doğu Akdeniz krizinde bir denge olacağı şeklinde yorumlanıyor.

Peki son sözü kim mi söyleyecek?

Fatih Sultan Mehmet’in adını taşıyan; “Fatih Sondaj Gemisi” Karadeniz’de nasıl son sözü söylediyse, Yavuz Sultan Selim’in adını taşıyan; “Yavuz Sondaj Gemisi” ve Kanuni Sultan Süleyman Han’ın adını taşıyan; “Kanuni Sondaj Gemisi” de Doğu Akdeniz’de son sözü söyleyecek.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın