Sınıfta kaldın!
Seçildiği günden bu yana tam bir sene olacak. Hadi geçtik 100 günü falan, senelik bir karne çıkaralım dedik.
Kime?
İBB Ekrem İmamoğlu'na!
Daha evvel de yazmıştım, iddia etmiştim, tekrarlıyorum:
Bu kişinin İstanbul, İstanbul'a hizmet etmek falan, hiç umurunda olmadı, olmayacak da!
Kariyer planında, İBB sadece bir zıplama platformu, bir basamak, bir popülarite kazanma gereci!
Bundan dolayı da 365 gün, icraat bakımından kocaman bir hiç ile geçti!
Gerçi bu kişinin karnesi çıkarıldı, ancak asla hakketmediği bir nezaket üslubu ile çıkarıldı!
Aslında ben şahsen bu kişiden hiçbir şey beklemedim, beklemiyorum.
Çünkü içi boş bir balon. Reklam ajanslarınca ve bir zamanlar kankisi olan Canan Kaftancıoğlu tarafından fena parlatılan, ancak sonuçta hiçbir liyakatı olmayan bir balon işte.
Peki biz İstanbullular olarak ne gördük?
Askında görmedik ki!
Çünkü ya tatilde idi ya yurtdışında.
Koronavirüs geldi kapandı!
Fakat maalesef, maalesef, İBB' de var olan düzeni dahi muhafaza etmekten yoksun çıktı!
İETT'nin, İSKİ'nin, İGDAŞ'ın halleri ortada!
Otobüsler işlemez oldu, metrobüsler ve tüm toplu taşıma sistemi adeta çöktü!
İSKİ, atık suları, arıtmadan Riva'ya, Marmara Denizi'ne boşaltmaya başladı…
Haliç adeta ağlıyor!
Peki İmamoğlu nerde?
Ne yapıyor?
Bilmiyoruz ki?
En son, büyük komutan, İstanbul'un Fatihi, bir çağ kapatıp, bir çağ açan büyük insan, Fatih Sultan Mehmed Han Hz. türbesinde saygısızlık ederek, gerçek zihniyetini ortaya çıkarırken gördük.
Bir de ertesi gün, Kilise de cici çocukluk yaparken!
Bir daha diyeyim: Makarios'un heykelini diken bu zatına muhteremden, ben şahsen başka bir şey beklemiyordum, beklemiyorum da!
Ama işte, ne esersin, bu kişiye oy veren muhafazakarlar var.
Onlar ile birlikte, bir kez daha kutsallarımıza hakaret ettiğine Şahit olduk.
Daha öncesi mi?
Sultan Ahmed meydanında, verilen o konser, yine o mübarek mekanlara ve Fatih'in emaneti Ayasofya'ya hakaret idi!
Peki daha ne gördük?
Arıtma tesisleri yeter diyerek, Kağıthane tesislerinin, saçma sapan, akıllara ziyan, salt popülist bir eylem olan temel atmama törenini ve artık ne kullandı ise o gün; kendini alkışlayan yaprakları gördük!
Akıl tutulması olsa gerek. Çünkü aklı selim birinin sarf edeceği bir cümle değil bu!
Kaldı ki, bugün o yeterli dediği tesisleri bile işletemeyip, çevreyi kirlettiğine şahit olduk!
Sonra bir “Yenikapı araç şovu” gördük ki, orada toplanan araçları üç katı fiyatına, Koç Holding'den kiraladığını gördük!
Yani kamuyu zarara uğrattığını!
Sel bastı, tatilde idi!
Deprem oldu, tatilde idi.
Ama nasıl olmaz, “ona tatil çok yakışıyor” diye bir akılara ziyan açıklama daha gördük!
Sonrasında ise, HDP'li terör zanlısı Eski Belediye Başkanlarına desteğe koşup, Diyarbakır Annelerini pas geçtiğini gördük!
Elazığ depreminde, kısa bir şov yapıp…
Evet fütursuzca yine kayak tatiline çıktığını gördük!
Önceki dönem AK Partisi'nin yaptığı ve şimdi biten tüm icraatlara, ki buna temizlenen Haliç de dahil, çöktüğünü, terbiyesizce sahip çıktığını gördük!
Türkiye Cumhuriyeti, tüm gücü ile koronavirüsü ile mücadele eserken, Ekrem beyin İBB'sinin buna köstek olduğunu gördük!
Zaten tüm süreçte de başka bir halini görmedik, kendisine de rastlamak mümkün olmadı!
Sefer sayılarının düşürülmesi, insanların balık istifi misali toplu taşıma araçlarına tıkıldığını, bunun da salgını yaydığını gördük!
Efendim çalıştırmıyorlar!
Ya öyle mi?
Sayın Erdoğan İstanbul'u devraldığında, Meclis'de, Devlet'te, hükümet de karşında idi!
Üstelik de kan ağlatıyorlardı!
Sen onunla kıyaslanamayacak kadar çapsızsın be Ekrem bey!
Bu ara, İBB'nin görevlerini, birer, birer AK partili ilçe belediyelerine kilitlediğini de cabası!
Bir senenin karnesi!
Yerin dibindesin.
Sınıfta kaldın.
Beceremiyorsan, bırak git!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
İBB Ekrem İmamoğlu'na!
Daha evvel de yazmıştım, iddia etmiştim, tekrarlıyorum:
Bu kişinin İstanbul, İstanbul'a hizmet etmek falan, hiç umurunda olmadı, olmayacak da!
Kariyer planında, İBB sadece bir zıplama platformu, bir basamak, bir popülarite kazanma gereci!
Bundan dolayı da 365 gün, icraat bakımından kocaman bir hiç ile geçti!
Gerçi bu kişinin karnesi çıkarıldı, ancak asla hakketmediği bir nezaket üslubu ile çıkarıldı!
Aslında ben şahsen bu kişiden hiçbir şey beklemedim, beklemiyorum.
Çünkü içi boş bir balon. Reklam ajanslarınca ve bir zamanlar kankisi olan Canan Kaftancıoğlu tarafından fena parlatılan, ancak sonuçta hiçbir liyakatı olmayan bir balon işte.
Peki biz İstanbullular olarak ne gördük?
Askında görmedik ki!
Çünkü ya tatilde idi ya yurtdışında.
Koronavirüs geldi kapandı!
Fakat maalesef, maalesef, İBB' de var olan düzeni dahi muhafaza etmekten yoksun çıktı!
İETT'nin, İSKİ'nin, İGDAŞ'ın halleri ortada!
Otobüsler işlemez oldu, metrobüsler ve tüm toplu taşıma sistemi adeta çöktü!
İSKİ, atık suları, arıtmadan Riva'ya, Marmara Denizi'ne boşaltmaya başladı…
Haliç adeta ağlıyor!
Peki İmamoğlu nerde?
Ne yapıyor?
Bilmiyoruz ki?
En son, büyük komutan, İstanbul'un Fatihi, bir çağ kapatıp, bir çağ açan büyük insan, Fatih Sultan Mehmed Han Hz. türbesinde saygısızlık ederek, gerçek zihniyetini ortaya çıkarırken gördük.
Bir de ertesi gün, Kilise de cici çocukluk yaparken!
Bir daha diyeyim: Makarios'un heykelini diken bu zatına muhteremden, ben şahsen başka bir şey beklemiyordum, beklemiyorum da!
Ama işte, ne esersin, bu kişiye oy veren muhafazakarlar var.
Onlar ile birlikte, bir kez daha kutsallarımıza hakaret ettiğine Şahit olduk.
Daha öncesi mi?
Sultan Ahmed meydanında, verilen o konser, yine o mübarek mekanlara ve Fatih'in emaneti Ayasofya'ya hakaret idi!
Peki daha ne gördük?
Arıtma tesisleri yeter diyerek, Kağıthane tesislerinin, saçma sapan, akıllara ziyan, salt popülist bir eylem olan temel atmama törenini ve artık ne kullandı ise o gün; kendini alkışlayan yaprakları gördük!
Akıl tutulması olsa gerek. Çünkü aklı selim birinin sarf edeceği bir cümle değil bu!
Kaldı ki, bugün o yeterli dediği tesisleri bile işletemeyip, çevreyi kirlettiğine şahit olduk!
Sonra bir “Yenikapı araç şovu” gördük ki, orada toplanan araçları üç katı fiyatına, Koç Holding'den kiraladığını gördük!
Yani kamuyu zarara uğrattığını!
Sel bastı, tatilde idi!
Deprem oldu, tatilde idi.
Ama nasıl olmaz, “ona tatil çok yakışıyor” diye bir akılara ziyan açıklama daha gördük!
Sonrasında ise, HDP'li terör zanlısı Eski Belediye Başkanlarına desteğe koşup, Diyarbakır Annelerini pas geçtiğini gördük!
Elazığ depreminde, kısa bir şov yapıp…
Evet fütursuzca yine kayak tatiline çıktığını gördük!
Önceki dönem AK Partisi'nin yaptığı ve şimdi biten tüm icraatlara, ki buna temizlenen Haliç de dahil, çöktüğünü, terbiyesizce sahip çıktığını gördük!
Türkiye Cumhuriyeti, tüm gücü ile koronavirüsü ile mücadele eserken, Ekrem beyin İBB'sinin buna köstek olduğunu gördük!
Zaten tüm süreçte de başka bir halini görmedik, kendisine de rastlamak mümkün olmadı!
Sefer sayılarının düşürülmesi, insanların balık istifi misali toplu taşıma araçlarına tıkıldığını, bunun da salgını yaydığını gördük!
Efendim çalıştırmıyorlar!
Ya öyle mi?
Sayın Erdoğan İstanbul'u devraldığında, Meclis'de, Devlet'te, hükümet de karşında idi!
Üstelik de kan ağlatıyorlardı!
Sen onunla kıyaslanamayacak kadar çapsızsın be Ekrem bey!
Bu ara, İBB'nin görevlerini, birer, birer AK partili ilçe belediyelerine kilitlediğini de cabası!
Bir senenin karnesi!
Yerin dibindesin.
Sınıfta kaldın.
Beceremiyorsan, bırak git!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Oğuz Atacan
Halil B.