TİC Holding Header
  • USD 32.324
  • EUR 35.124
  • Altın 2297.323
  • BIST 100 8880.09
Nalan Erbaş

Nalan Erbaş

Hiç değilse bu defa ayıbımıza sahip çıkalım!..

Haftalardır aklımı, vicdanımı, yüreğimi sızlatan bir mesele Pozantı cezaevinde çocuklara yapılan cinsel şiddet.

Her aklıma geldığinde bu mesele için hiç bir şey yapmıyor olmanın ızdırabıda cabası. Aslında kulaktan dolma bilgilerle cezaevlerinde yaşananları az çok biliyoruz. Her zamanki gibi üzerimizden sorumluluğu atmak için de "abartıyorlar, iftira ediyorlar, öyle bir durum söz konusu bile değil" yalanlarına inandırıyoruz kendimizi.

Oysaki bizler geçmiş zamanlardada çocuklara cinsel ve fiziksel şiddet uygulandığı kurumların deşifre olduğunu seyretmiştik. O zamanda sadece bir kaç gün sesimizi çıkartmış sonrasındada unutup gitmiştik. Tıpkı şimdide Pozantı cezaevinde çocuklara yapılanları unuttuğumuz gibi..

Dili, dini, ırkı, cinsiyeti, yaşı ne olursa olsun ortada bir suç varsa suçlunun yasaların gerektirdiği ölçüde cezasını çekmesi gerekmektedir. Bunu sadece Adalet sağlamalıdır. İşledikleri suç her ne olursa olsun onlar daha ÇOCUK.!! ve bu şekilde cezalandırılmayı haketmiyorlar. Onları yargılayan devlet korumaklada mükelleftir. Ayrıca aynı devlet bu çocukları topluma kazandırabilmek adına diğerlerinden farklı tedaviler uygulayarak hayata hazırlamalıdır. Kimsenin onlara zarar vermemesinide sağlamak devletin tasarrufundadır.

Onlar daha çok küçükler ve yaşadıkları travmayı hayatlarının her anında hatırlayacaklar. Onların hiç bir zaman insanlara güveni olmayacak, cinsel yaşantıları normal insanlarınkinden farklı olacak. Duygusallığı hiç bir zaman yaşayamayacak her karşı çinsi sadece birlikte olunacak insan olarak görecekler. Sevdikleri ve aşık oldukları insanın bunu öğrenip kendisini terkedecek olması duygusu onları hep panikle yaşatacak. Onların aşkları sevdaları için için kirletilmiş olacak. Her an duyulacak ve anlaşılacak korkusuyla yaşayacaklar ve bu yüzden kendilerini korumak için saldırganlaşacaklar. Yüreklerinin bir tarafı kendilerine yapılanlar yüzünden hep sızlayacak.İçlerindeki intikam duygusu hiç bitmeyecek ve hayatın onlara yaptığını belkide onlar başkalarına yaparak alacaklar. Belkide içlerine kapanacak ve hayatından vazgeçecekler. Sonrasında bu çocuklar büyüyp suç işlediklerinde herkesin gözünde birer canavar olacaklar. Biz onlara değil onun tarafından mağdur edilene acıyıp onlarıda infaz edeceğiz.

Çünkü bizler zamanında onları koruyamamışızdır. Koruyamadık ve başlarına birşeyler geldiğini farzedelim sonrasındada onları kurtarmak ve hayata hazırlamak için hiç bir çaba göstermemişizdir. Bu çocuklar büyüyüp bir suç makinesi olduğunda kimse onları düşünmeyecektir.

Kadına ve çocuğa değer verilmeyen, korumak için gerekli tedbirler almayan ülkelerin ilerlemesini ve gelecekten sağlıklı bir nesil beklemesi tirajı komik olur. Bizler, gelenekleri ve değerleriyle bir kültür edinmiş ve dünyaya böyle tanınmış bir ülkeyiz.. Bunu bitirecek ve değerlerimizi yitirmemize sebep olacak olan tüm engeler için tedbirler acilen alınmalıdır. Yoksa gelecekten birşeyler beklemek haksızlık olur.. Üstelikte bizlerin yaşadığı ve hikayelerimizde anlattığımız küçüklük anılarını bizlerin çocukları anlatamayacak, böylecede kocaman bir kültür yok olacaktır.

Kimsenin çocuklara bunu yapmaya hakkı yok. İster dışarıda ister cezaevlerinde, ister yurtlarda, ister kurumlarda olsun her yerde bu çocukları korumak amacıyla önlemler alınmalı ve tedbırsiz davrananlar en ağır şekilde yargılanmalıdır. Bu çocuklar bizim geleceğimiz. Bizler ruh ve beden sağlığı yerinde bir toplum yetiştirmek zorundayız. Bir yandan kadına şiddet bir yandan çocuklara taciz geleceğimiz için büyük tehlikedir.

Bizler çocuklarımızı koruyamıyoruz. Ehliyet alırken bile kurslara gidilip aylarca eğitim alıyoruz ama, anne ve baba olurken hiç bir ön hazırlık yapmıyor, hiç bir bilgi sahibi olmuyor ve bu çocuklara gelecekte neler verebileceğimizin hesabını yapmıyoruz. Bunun için düzenlenmiş ufak tefek yasalar olmasına rağmen onları korumak öncelikle ailelere düşüyor. Eğitim diye çırpınıyoruz ama öncelikle zihniyeti değiştirmek gerekiyor. Çocukları çocuk gibi eğitmek ve şartlarını sağlamak zorundayız.. En önemlisi de aile planlama projelerine daha çok destek vermeliyiz. Her ne kadar başbakanımız 3 çocuk desede Türkiye'deki geçim şartları ve ailelerin bütçesi 3 çocuk büyütmeye ayrıcada onlara iyi bir eğitim vermeye elverişli değil. Dolayısıyla hem kadınlarımız hem çocuklarımızın mağduriyetinin öncelikli sebebi ekonomik sebeptir. Bu sorunu sihirli değnekle hemen çözemeyeceğimize göre bu konuda eğitim sahibi olan akademisyenlerin bir araya gelip nasıl tedbirler alınmasi gerektiği konusunda projeler üretmesi ve hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Maalesef ülkemizde akademisyenlere bir yasa hazırlanırken danışılmadığı, fikirlerinden yararlanılmadığı, bilgilerinden faydalanılmadığı, ayrıca sivil toplum kuruluşlarınında çok fazla desteklenmediği ve çalışmalarının hayata geçirilmediği düşünülürse gelecek neslimizin Allah yardımcısı olsun.

Biz geleceğimizden TEMİZ TOPLUM, FİKİR VE VİCDAN SAHİBİ bir nesil bekliyoruz.

 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın