İstanbul’un Üsküdar ilçesinde Bizans döneminde yapılarak günümüze kadar gelen tarihi bir yapıdır. Geçmiş olarak 2500 yıl öncesine dayanır ve oldukça eşsiz bir tarihe sahip olan İstanbul’un en önemli eserleri arasında yer alır. Batılı tarihçiler ‘’Leander Kulesi’’ dedikleri bu kulenin hikayesinde geçen adı söylemektedirler. Kız Kulesi’ninin kısaca hikayesini hatırlayalım.
Birçok efsanevi hikayenin içerisinde ‘’Heo ve Leondros’un Aşkı’’ en çok dile gelenidir. Üsküdar sırtlarında Tanrıça Afrodit adına bir tapınak olduğu ve bu tapınak da adı geçen Hero yaşamaktadır. Bir rahibe olarak yaşayan Hero güvercinlere bakmakla görevlidir. İlkbaharda her yıl düzenlenen şenliklerde Afrodit’e aşkı bulmak için yakarırlar.

Karşı kıyıda yaşayan Leandros; tapınaktaki bu törende karşılaştığı Hero’ya aşık olur. Ancak rahibe olması onlara engeldir. Bir gece kuleye bakarken Kızkulesi’nde yanan ışığı görür ve oraya yüzer Hero meşale ile Leandros’a rehber olmuştur. O gece aşklarını kutsarlar ve sürekli bu şekilde görüşürler. Bir gece Leondros yüzerken Hero’nun elinde olan meşale rüzgârla söner ve Leandros denizde yolunu kaybeder ve yorgunluktan bitkin düşer ve dayanamaz karşı sahile ölüsü vurur. Bunu gören Hero’da Kız Kulesi’nden kendini sulara atar. Bu hikayede geçen güçlü aşk Kız Kulesi’ni anlatan en gözde efsane hikayelerdendir.
Yunan döneminde sevenlere mezar olan bu kulenin feneri günümüzde balıkçılara ve denizde olanlara yol gösteren bir rehber olarak hala yanmaktadır. 2000 yılında Kız kulesi restore edilerek bir restoran ile de hizmet veren bir yer haline gelmiştir. Ulaşım ise, Kabataş’tan ve Üsküdar’dan sandalla sağlanmaktadır. Eşsiz manzarası ve hikayesiyle tarihi mekan olan Kız Kulesi görülmeye değer bir yerdir.
