Merhabalar,

Ağustos ayında sizlerle bu platformda bir başlangıç yapmak gerçekten çok heyecanlı.

Hem yemek konuşmayı hem de yapmayı seven biri olarak severek yazacağımdan eminim. Bu vesile ile yeme içme üzerine kısa sohbetler devamında da minik tariflerim olacak. Sorularınız yorumlarınız olursa da merakla bekliyor olacağım, iletişim her zaman yararlıdır. :)

İsmim Belkıs, İzmirli'yim ve alaylı bir aşçıyım. Erenköy'de bir atölyem var evimden çok orada mutfağımda faaliyet gösteriyorum. Annaneden Girit'li, Dededen Boşnak, Babamdan dolayı Kilis'liyim. Çocukluğum büyük ve kalabalık sofralarda geçti. Hemen hemen her çocukluk anımda bir lezzet ya da annemin, annanemin pişirdikleri bir yemek ilintisi muhakkak vardır. Yani benim için hatıraların, anıların tadı vardır diyebilirim.

İlk aklıma gelen de ağustos sonlarında tepsilerle güneşte kurutulan biber salçasını taze bir dilim ekmeğe sürüp üzerine bir yaprak taze nane koyup yemektir mesela. Güneşin tatlı tadının biberle buluşması ve taçlanan bir keskin nane aroması. Nefisssss….

Başlarken bir noktaya da dikkat çekmek isterim. Ben her zaman erişebildiğimiz en iyi malzeme ile mutfağa girme taraftarıyım. Çok çeşit çok malzeme olmak zorunda değil, önemli olan kendi içinde lezzetli olması , mevsiminde olması , tercihen yerel olması. Buna bağlı olarak da katkı maddeleri, kimyasallar, karışık hazır soslar vs. benim mutfağımda yer alamazlar. Tüm yemekler tereyağ ve sızma zeytinyağ ile pişer. Zaman zaman çiğ sebzeler de yenir. Bol sebze bol yeşillik, iyi proteinler ve iyi karbonhidratlar başımın tacıdır. Genele hitap etme açısından bazı reçeterde şeker olabilir ama kâfi miktarda. Tatlandırıcı kullanmam zaten zararları kanıtlandı bir başka yazımızın konusu da olabilir o kadar derin bir mevzu açıkçası. Reçeteleri okurken bu şekilde değerlendirmenizi rica ediyorum sizlerden…


Bakalım şimdi Ağustos ayında neler var neler yok…

Ağustos ayı yazın son demleri, aynı zamanda son baskın sıcaklar ama bir o kadar da renklerin, lezzetlerin coştuğu bir ay…

Bir kere patlıcan kabak domates taçlanıyor bu ay. Bamya ve barbunya hala harika. (Bamya’nın fırın versiyonu harika oluyor birazdan paylaşacağım)

Meyvelerden bol sıvı barındıran karpuz, kavun, şeftali, kayısı, mürdüm eriği, anjelik erik, üzüm ve gönlümün efendisi İncir…
(Tüm dünyaya Türkiye’den yayılan ve açık ara en kalitelisi olan Aydın İncirimiz efsanedir.)

Şimdi de gelsin haftanın tarifi…


ZEYTİNYAĞLI FIRIN BAMYA

Bu yemeği iki ayrı tepsi veya fırın kabında yapıp birleştireceğiz. Domatesler tam olarak pişip sularını çekecekler ve içlerindeki tatlılık ortaya çıkacak. Bamyalar da kıtır olarak pişmiş olacaklar.

DOMATES KISMI
1,5 Kg pembe domates (Rende, robottan geçirilmiş veya minik doğranmış)
Değirmen Karabiber
2 tatlı kaşığı şeker
2 tatlı kaşığı tuz
100-150 ml sızma zeytinyağ
Bir avuç ayıklanmış sarımsak (Domates biraz piştikten sonra ilave edilecek)

Domatesleri tuz, şeker, karabiber ve zeytinyağ ile karıştırıp 180 derecede 20-25 dk. fırınlayın. Sürenin yarısında ayıklanmış bütün sarımsakları ekleyin. Domates suyunu çekene dek onlar da lokum gibi pişecekler. Bu tepside amacımız domatesin suyunu çekmesi, iyice pişmesi ve tatlılığının ortaya çıkmasıdır. (Fırının pişirme gücüne göre süreyi ayarlayabilirsiniz. Suyunu çekecek ama çok da kuru olmayacak.)

BAMYA KISMI
1Kg kadar bamya (iri büyük ve uzun olanlarından seçmek gerekiyor.)
2 tane orta boy soğan (yarım ay doğranmış)
Deniz Tuzu
Değirmen karabiber
Zeytinyağ

Bamyaları yıkayıp kurulayın. Minare şeklinde soymuyoruz sadece sıvısı çıkmadan tepeden biraz alıyoruz. (Etli ya da zeytinyağlı yemeği olunca üst kısmı gene sıvı kısmını çıkarmadan minare modeli çepeçevre soyulmalıdır)
Tepsiye alta yarım ay soğanları üzerine bamyaları dizin. Tuz, karabiber ve zeytinyağ gezdirin. 180 derecede fırınlayın. 15-20 dk pişecek. (Arada fırından çıkarıp karıştırma yapabilirsiniz)

Her iki tepsi de pişince domatesleri bamyalara ekleyip güzelce karıştırın ve birlikte servis yapın.

Ilık veya sıcak servis olabilir. Afiyetle.




Belkıs Erden TUNCAY
Belkıs’ın mutfağı’nın Kurucusu & Sosyolog