Ekim 3 – Puf Poğaça
Bir türlü gelmeyen kışa gönderme, yaza da kışa da dair Puf Poğaça bugünkü reçetemiz…
Gene yaşım ortaya çıkacak ama napalım hatıralar hep çocukluktan veya ilk gençlikten.
Ne zamandır dikkatimi çeken bazı konuları burada paylaşmak ve kendi içimde nedenlerini sorgulamak gereği hissettim. Özellikle çocuk ve genç beslenmesinde. Malum hayatımız sokağa dışarıya kaydı artık ne yazık ki çoğu evde yemek az veya yetersiz pişiyor. Anneler çalışıyorlar, İstanbul şartları ortada bir de mutfak yükü ağır geliyor. Bazılarında da bu doğal bir tercih oluyor bunun da farkındayım. Bir reklam izledim okul kapısında anneler çocuklarını almaya gidiyorlar. Ünlü bir sanatçımız da orada. Çocuklar kurt gibi açlar anneler çaresiz (nedense!!!) ve sanatçı beyefendinin önerisine uyarak hemen pizza söyleniyor çocuklar hapur hupur o hamuru yiyorlar ve herkes çok mutlu. Bu mudur yani? O pizzada bir kere her şey endüstriyel, nitrat ve nitrit yüklü bir dolu fabrika yapımı şarküteri, hamuru hamur değil, bol ağartıcı bol kabartıcı ve emülgatör deposu. (Emülgatör kıvam ve tutuculuk için kullanılan bir kimyasaldır, tüm paketli ürünlerde bulunur. Bağırsak çeperine yapışır ve zamanla emilimi azaltır, yüzeyde hasara yol açar.) Ve bunu ilkokul çocuklarına kendi ellerinizle veriyorsunuz. Neden bu yaştaki çocuklar kilolu, neden hastalıklar erken yaşta başladı, neden bunları göremiyoruz ve sorgulayamıyoruz? Neden uyanık değiliz???
Çocuğunu almaya gelen anneler evde bir poğaça bir kek yapıp okul kapısına neden götüremiyorlar veya neden götürmek istemiyorlar asıl soru bu bence. Bunlar zor işler değil inanın. Biraz istemek ve biraz denemek yeterli. Aslında en çok en çok istemek önemli. Falanca pastanesinin meşhur poğaçası olması gerekmiyor sadece anne elinden çıkmış olması yeterli. Çünkü inanın çocuk için o yediği en poğaça en tatlısı en güzeli, sebebi de annesinin yapmış olması. Deneyin göreceksiniz gözleri parlayacak çocukların…
Biz anne eliyle yemek yiyen nesildik ve hatıralar hep bununla ilgili.
Mesela kocaman bir kâse un kurabiyesi sizi beklese eve gelince ve kimse size karışmadan sınırsızca yeseniz bir bardak çay ile. Hani çay bahçelerinde dur diyene dek çay getir abi deriz ya aynen öyle. Veya irice bir dilim üzümlü kek, yanına bir büyük bardak soğuk süt. Başka bir gün kocaman ev poğaçasının arasını kesip ilaveten beyaz peynir dilimi koyup limonata ile lüpletmek….
Ha şimdiki çocuklar bunlarla mutlu olmuyorsa, geçen haftaki yulaf lapasını önerebilirim. Pankek, krep, tuzlu ya da tatlı waffle, elmalı yulaflı yoğurt veya muzlu süt. Artık herkesin evinde bu aletler var yapın güzel bir undan, tercihen şekersiz olarak biraz bal biraz ev reçeli tam alasından bir ikindi olacaktır.
Olmadı şimdi size yazacağım puf poğaçayı yapın, bir kavanoza doldurun 3-4 gün afiyetle yenilsin. İçini boş pişirip sonradan krem peyniri şekersiz fıstık ezmesi &bal sürebilirsiniz. İçinin malzemelerini de dilediğiniz gibi değiştirin.
Mesela;
*Beyaz peynir, lor, yumurta akı, tercihen maydanoz
*Ispanak veya pazı sote & süzme peynir
*Sote mantar, taze soğan
*Bol soğanlı kıymalı iç
*Haşlanmış patates, minik kesilmiş sucuk, dereotu
*Kaşar peyniri sote pırasa
Tamamen size kalmış, daha neler neler olabilir. Hatta hamuru önceden yapıp birer tepsilik poşetlere bölün, buzluğa atın çıkarıp hemen içini koyup pişirebilirsiniz. Aynı şekilde önceden yapıp bir tepsi ile dondurup sonra kaplara veya buzdolabı poşetlerine koyabilirsiniz. Biraz çözdürüp, yumurta sarısı, çörekotu doğru fırına. İşte bu kadar…
PUF POĞAÇA
240 gr ılık süt
200gr Ayçiçek yağı
8gr toz maya
15 gr şeker
1 teaspoon tuz
650gr un (600 gr ile başlayıp kontrollü ekleyin)
Hamuru yoğurup 30 dakika bekletin. Sonra minik bezelere ayırın. (Bu ölçülerden 30 adet çıkıyor)
İstediğiniz iç malzemeyi koyun.
Üzerine yumurta sarısı ve çörekotu serpin.
10-15 dakika daha tepside mayalandırın.
190 derece alt üst fanlı ayarda 10-15 dakika altı ve üzeri kızarana dek pişirin.
(Not: Beyaz unla yapmak istemezseniz çiğ karabuğday unu olabilir. Ama miktarı kontrollü gidin, her cins unun sıvı çekme kapasitesi farklıdır. Yulaf unu da kullanılabilir. Başka bir alternatif de siyez unu ve organik tam buğday karışımı olabilir. Deneyerek kendi ideal un karışımınızı bulabilirsiniz.)
Afiyetle, sevgimle…
Belkıs Erden TUNCAY
Belkıs’ın Mutfağı’nın Kurucusu & Sosyolog
Gene yaşım ortaya çıkacak ama napalım hatıralar hep çocukluktan veya ilk gençlikten.
Ne zamandır dikkatimi çeken bazı konuları burada paylaşmak ve kendi içimde nedenlerini sorgulamak gereği hissettim. Özellikle çocuk ve genç beslenmesinde. Malum hayatımız sokağa dışarıya kaydı artık ne yazık ki çoğu evde yemek az veya yetersiz pişiyor. Anneler çalışıyorlar, İstanbul şartları ortada bir de mutfak yükü ağır geliyor. Bazılarında da bu doğal bir tercih oluyor bunun da farkındayım. Bir reklam izledim okul kapısında anneler çocuklarını almaya gidiyorlar. Ünlü bir sanatçımız da orada. Çocuklar kurt gibi açlar anneler çaresiz (nedense!!!) ve sanatçı beyefendinin önerisine uyarak hemen pizza söyleniyor çocuklar hapur hupur o hamuru yiyorlar ve herkes çok mutlu. Bu mudur yani? O pizzada bir kere her şey endüstriyel, nitrat ve nitrit yüklü bir dolu fabrika yapımı şarküteri, hamuru hamur değil, bol ağartıcı bol kabartıcı ve emülgatör deposu. (Emülgatör kıvam ve tutuculuk için kullanılan bir kimyasaldır, tüm paketli ürünlerde bulunur. Bağırsak çeperine yapışır ve zamanla emilimi azaltır, yüzeyde hasara yol açar.) Ve bunu ilkokul çocuklarına kendi ellerinizle veriyorsunuz. Neden bu yaştaki çocuklar kilolu, neden hastalıklar erken yaşta başladı, neden bunları göremiyoruz ve sorgulayamıyoruz? Neden uyanık değiliz???
Çocuğunu almaya gelen anneler evde bir poğaça bir kek yapıp okul kapısına neden götüremiyorlar veya neden götürmek istemiyorlar asıl soru bu bence. Bunlar zor işler değil inanın. Biraz istemek ve biraz denemek yeterli. Aslında en çok en çok istemek önemli. Falanca pastanesinin meşhur poğaçası olması gerekmiyor sadece anne elinden çıkmış olması yeterli. Çünkü inanın çocuk için o yediği en poğaça en tatlısı en güzeli, sebebi de annesinin yapmış olması. Deneyin göreceksiniz gözleri parlayacak çocukların…
Biz anne eliyle yemek yiyen nesildik ve hatıralar hep bununla ilgili.
Mesela kocaman bir kâse un kurabiyesi sizi beklese eve gelince ve kimse size karışmadan sınırsızca yeseniz bir bardak çay ile. Hani çay bahçelerinde dur diyene dek çay getir abi deriz ya aynen öyle. Veya irice bir dilim üzümlü kek, yanına bir büyük bardak soğuk süt. Başka bir gün kocaman ev poğaçasının arasını kesip ilaveten beyaz peynir dilimi koyup limonata ile lüpletmek….
Ha şimdiki çocuklar bunlarla mutlu olmuyorsa, geçen haftaki yulaf lapasını önerebilirim. Pankek, krep, tuzlu ya da tatlı waffle, elmalı yulaflı yoğurt veya muzlu süt. Artık herkesin evinde bu aletler var yapın güzel bir undan, tercihen şekersiz olarak biraz bal biraz ev reçeli tam alasından bir ikindi olacaktır.
Olmadı şimdi size yazacağım puf poğaçayı yapın, bir kavanoza doldurun 3-4 gün afiyetle yenilsin. İçini boş pişirip sonradan krem peyniri şekersiz fıstık ezmesi &bal sürebilirsiniz. İçinin malzemelerini de dilediğiniz gibi değiştirin.
Mesela;
*Beyaz peynir, lor, yumurta akı, tercihen maydanoz
*Ispanak veya pazı sote & süzme peynir
*Sote mantar, taze soğan
*Bol soğanlı kıymalı iç
*Haşlanmış patates, minik kesilmiş sucuk, dereotu
*Kaşar peyniri sote pırasa
Tamamen size kalmış, daha neler neler olabilir. Hatta hamuru önceden yapıp birer tepsilik poşetlere bölün, buzluğa atın çıkarıp hemen içini koyup pişirebilirsiniz. Aynı şekilde önceden yapıp bir tepsi ile dondurup sonra kaplara veya buzdolabı poşetlerine koyabilirsiniz. Biraz çözdürüp, yumurta sarısı, çörekotu doğru fırına. İşte bu kadar…
PUF POĞAÇA
240 gr ılık süt
200gr Ayçiçek yağı
8gr toz maya
15 gr şeker
1 teaspoon tuz
650gr un (600 gr ile başlayıp kontrollü ekleyin)
Hamuru yoğurup 30 dakika bekletin. Sonra minik bezelere ayırın. (Bu ölçülerden 30 adet çıkıyor)
İstediğiniz iç malzemeyi koyun.
Üzerine yumurta sarısı ve çörekotu serpin.
10-15 dakika daha tepside mayalandırın.
190 derece alt üst fanlı ayarda 10-15 dakika altı ve üzeri kızarana dek pişirin.
(Not: Beyaz unla yapmak istemezseniz çiğ karabuğday unu olabilir. Ama miktarı kontrollü gidin, her cins unun sıvı çekme kapasitesi farklıdır. Yulaf unu da kullanılabilir. Başka bir alternatif de siyez unu ve organik tam buğday karışımı olabilir. Deneyerek kendi ideal un karışımınızı bulabilirsiniz.)
Afiyetle, sevgimle…
Belkıs Erden TUNCAY
Belkıs’ın Mutfağı’nın Kurucusu & Sosyolog
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
