TİC Holding Header
  • USD 32.385
  • EUR 34.776
  • Altın 2393.912
  • BIST 100 10236.13

Küresel ekonomik kriz ve Türkiye'nin yapması/yapmaması gerekenler!..

Küresel ekonomik kriz ve Türkiye'nin yapması/yapmaması gerekenler!..
Ekonomide küresel bir kriz yaşanıyor,
Aslında dünya her türlü krizle yüz yüze/iç içe ve karşı karşıya ama bu yazıda ekonomik boyutu irdelemek istiyorum.
Öncelikle bir tespit yapıp ne gördüğümüze bakalım.
—Küresel boyutta görülen enflasyon,
—Petrol ve Doğalgaz fiyatlarındaki artış,
—Rusya'ya uygulanan yaptırımlar,
—Küresel tedarik zincirinde görülen/başlayan ve her geçen gün artan kırılma…

Gelişmiş ekonomiler de dahil; ülkeler, yükselen enflasyonla karşı karşıya.
Amerika'da yüzde 7,
İngiltere'de yüzde 6,
Avrupa Birliği'nde yüzde 5'lerin üstünde bir enflasyon var.

Rakamların tek haneli olmasına bakıp "bu da nedir ki; keşke, bizde böyle olsa, dünden razıyız…" gibi sakın düşünmeyin.
Bu ekonomiler için bu enflasyon oranı çözüm bulunması gereken çok ciddi bir sıkıntıdır.
Ki bu bağlamda önlemler alınmaya da başlandı.
Neler bunlar?
-Parasal genişlemeden vazgeçip sıkılaştırma politikasına geçmek.
Yani, para basmaktan vazgeçmek,
Yani, bol para politikasını bırakmak..
-Faiz artışı yapmak.
Bu ne demek?
Doları değerli kılmak ve çağırmak,
Yani, doların alım gücündeki düşüşü önlemek ve artırmak,
Yani, getir doları sana daha yüksek faiz vereceğim demek…

Dünyanın gözü Amerika'da idi,
Beklenen oldu ve FED faiz artırmaya başladı.
Öyle görünüyor ki, yıl sonuna kadar 3 puan civarı bir artış olacak.
İngiltere ve Avrupa Birliği Merkez Bankaları da faiz artırmaya devam ediyor ve edecek…
Bu ne demek?
Gelişmekte olan ve özellikle petrol/doğalgaz gibi ürünleri /sanayi hammaddesini ithal eden ülkeler için dövizin maliyeti artacak.
Yani, dolar/Sterlin/Euro karşısında, diğer para birimleri değer kaybetmeye devam edecek.
Bu ise o ülke ekonomilerinde enflasyonu, yani fiyat artışlarını astronomik ölçüde tetikleyecek…

Küresel ekonomide handikap bu kadar mı?
Maalesef hayır.
2000'lerin başından itibaren dünyada 10-15 yıl boyunca bol ve sıcak para politikası izlenmişti.
Artık önlem safhasına gelinmişti.
Fakat Pandemi'nin başlamasıyla ertelendi.
Bu ise alınması gereken ve artık bugünlerde alınmaya başlanan önlemleri daha bir sertleştirdi.
Üstüne üstlük, bir de Rusya/Ukrayna krizinin, savaşa/işgale dönüşmesi yaraya iyice tuz basmaya başladı.
Rusya'ya peş peşe yaptırımlar geldi.
Küresel ekonomideki kriz, daha da derinleşmeye başladı.
Petrol ve doğalgaz fiyatlarında astronomik artış geldi.

Bu kadar mı?
Değil…
Çünkü yaptırımların sonuçları hemen görülmez.
Gerek Rus ekonomisinde ve gerekse de küresel ekonomik boyutta ilk etkileri en yakın üç ay sonrasında kendini göstermeye başlar.
Bunun ortaya çıkmasıyla birlikte, her şey başka bir şeyi tetikler ve domino taşı etkisiyle ikincil/üçüncül etkiler oluşturmaya başlar.
Sadece bazı ürünlerde hatta hemen her emtiada fiyat artışıyla sınırlı kalmayıp; temin ve tedarikte zorluklara sebebiyet verir/verecektir.
En önemlisi de "enerji ve gıda" fiyat/temin/tedarik ve lojistiğinde çıkacak sonuçlarıdır.
Ki maalesef, özellikle bu kalemlerde ithalata dayalı ülke ekonomilerinde etkisini göstermeye başladı bile…

Hele bir de, bu krizin "görünmez bir el" tarafından, görünürlüğü olan Amerika/İngiltere eliyle organize edildiğini ve "Yeni Düzen" oluşturmanın ana enstrümanı olarak kullanıldığını düşünürsek; süreç, bundan sonra çok daha ağır/sert ve acımasız hale gelebilecektir.
Neden?
Çünkü alınan önlemler küresel ekonomik krizi çözmek veya artışını yavaşlatmak için yapılmıyor ve yapılmayacaktır.
Küresel yönetsel sistematiği hizaya getirmek/istenen kıvamı oluşturmak ve "yeni düzen planını" realize etmek için ekonomik enstrümanlar bir silah olacak kullanılacaktır.

Bununla da kalınmayacak,
Zaten kalınmıyor da…

Rusya-Ukrayna savaşıyla görüldüğü gibi sıcak savaş, yaptırımlar ve etkileri üzerinden soğuk savaş alternatifleri de sahaya sürülmüş vaziyette…
Peki, Küresel tablo böyleyse,
Ve genel gidişat, pek de hayra delalet değilse; Türkiye ne yapacak ve yapmalı?
—Ülkesel ve küresel kriz konusunda gerçekçi bir tespitte bulunmalıdır.
—Pansumandan ziyade radikal/köklü/yapısal bir program oluşturmalıdır.
—Tarım ve gıda konusunda özyeterlik/ithal ikameci yaklaşımını hemen başlatmalıdır.
—Ekonomik krizle ilgili küresel ve ülkesel acı gerçeği, tüm açıklığıyla halkla paylaşmalıdır.

Bu bağlamda;
İç siyasi saiklerle hareket etmeden/siyasi hesap yapmadan/seçim odaklı düşünmeden ve daha da gecikmeden, adına ne derseniz deyin; -ister acı reçete ister yapısal reformlar- adeta ekonomik seferberlik nitelikli gerçek bir reform paketi ortaya koyulmalıdır.

Arkadaşlar,
Öyle bir süreçteyiz ki; 15 ay sonra olacak seçimi kimin kazanıp kaybedeceğinin bile bir öneminin kalmayacağı/gerekli önlemler alınmadığı takdirde kimsenin kazanamayacağı ve sadece Türkiye'nin kaybedeceği, 2. Dünya Savaşı döneminde alınan önlemlerden daha radikal önlemlerin alınması gereken bir riskle karşı karşıyayız.

Kimse kızmasın ama her türlü alternatifin masada olması gereken bir dönemdeyiz.
Bu anlamda, söz konusu Türkiye/Türk Ekonomisi ve yaşanan sürecin az hasarla veya hasarsız atlatılması ise,
Ki, aynen öylesi bir süreçteyiz,
Gerekirse yapılacak seçimin ertelenmesi dahi gündeme alınmalıdır.

Evet, seçim önemli mi; hem de çok önemlidir,
Ama Türkiye ve ülkesel menfaatlere halel gelmemesi ve/veya hasar görmemesi, bence daha önemlidir!..

Sonuç:
Açıkçası Rusya/Ukrayna kriz ve işgali başladığından beri, Türkiye'nin izlediği politikayı takdirle karşılıyorum.
Mümkün olan en ideal çizgide hareket edildiğini görüyorum.
Böylesi hassas süreçte bu kadar kritik dengeyi oluşturabilen Erdoğan ve kurmaylarının, küresel ekonomik krizin ülkemize yansımaları konusunda da maksimum verimliliği/minimum hasarı gözetecek adımları atacağı konusunda oldukça ümitliyim.
Gelişmelerden de edindiğim izlenim bu minvalde…

Umuyorum ve inanıyorum ki; Rusya/Ukrayna bağlamında gösterilen diplomatik gerçeklik/akıl ve akılcılık/maksimum hassasiyet, Küresel Ekonomik kriz ve Türkiye'ye yansımaları konusunda da gösterilecek; önlemler paketi ve yapısal reformlar gecikmeden başlatılacaktır!..


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Mustafa
    Yahu Bir kerede ben demeden Sen de kime diyeceksen de dedınmı demış olursun olmazda olmazların ıçıde olmak oldurmaya çalıştığın oluşumlara bağlı hareket eder. Evırtızım evırır. Devır tızım devrıdır devrı devırden devreder bılmıyoruz kaçıncı devırız kaçıncı seyır. Seyrü alemdır seyredıyoruz. Iyı seyırler.
  • Ekrem K.
    Kaleminize sağlık... Gerçekten çok zor günler bizi bekliyor. İnşallah Reis gerekli tedbiri aldırıyordur. 2023 seçimlerinin ertelenmesi muhalefeti de güçlendirebilir. Görelim bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.
  • Mehmet D.
    Eline sağlık.
  • Erdem
    Elinize sağlık
  • Murat Öz
    Kaleminize sağlık güzel insan.
  • Mutlu A.
    Bilgi dolu bir yazı umarım bu süreç az zararlı geçer ülkemiz açısından memleketimizde güzel zaman geçirmenizi dilerim. Kaleminize sağlık.
  • Ertan karaman
    Kaleminize sağlık
  • Ebru Aygün
    Emeginize saglik.Takipteyim yazilarinizi
  • Bulgurlu Hacı
    Açıkçası Rusya/Ukrayna kriz ve işgali başladığından beri, Türkiye'nin izlediği politikayı takdirle karşılıyorum. Umuyorum ve inanıyorum ki; Rusya/Ukrayna bağlamında gösterilen diplomatik gerçeklik/akıl ve akılcılık/maksimum hassasiyet, Küresel Ekonomik kriz ve Türkiye'ye yansımaları konusunda da gösterilecek; önlemler paketi ve yapısal reformlar gecikmeden başlatılacaktır!.. Durdurak yok.. Bugünnde farklı bir bakış açısı ile anlatıldı.. Yani gerekirse seçimler ötelenebilir. Gece'nin Gündüz'ün Sahib'i Allah cc Aile'ce emanet olunuz
  • Faruk Şahin
    Kalemine diline sağlık
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri