AK Parti'nin müstakbel Kutlu Alp'i kim?
Geçen hafta…
Erdoğan… Grup Konuşması…
Dünden bugüne özet:
“…23 yıl, dolu dolu ve eser siyasetiyle geçti,
Ama,
Bunlar fani şeyler…
En önemlisi; 23 yılda yeni bir nesil yetiştirdik…
Artık,
Devir onların devri…”
Ak Parti...
Ve
Tartışmasız tartışma konusu:
“Erdoğan Sonrası…”
1-2 yıldır AK Parti’de derin gündem bu…
Ama artık,
Erdoğan’ın da gündeminde…
İsimsiz gündemdi,
Artık isimlendi…
Ve
İki isim tebarüz etti:
Hakan&Bilal…
Tabi,
Kılıçların çekilmesi mukadderdi…
Erdoğan,
Devr-i Bilal’e işaret etti…
Hakan…
Oldukça alternatif ama kim işaret etti? Belli değil…
Fırsatım oldu,
Bir Bilen’e sordum:
“Ne oluyor? Gidişat nereye?
Hakan-Bilal düellosu…
Yoksa
Hakan’ın akıbeti,
Binali’nin, Davutoğlu’nun, Babacan’ın, Soylu’nun akıbeti gibi mi?
Hakan mı Bilal mi?
Hangisi AK Parti’nin müstakbel Kutlu Alp’i?”
Önce,
Susarak, “Bilirim, anlatamam; hissederim söyleyemem…
Dilimin ucunda bildiklerim; bilsen, bu durumdan ne kadar bîzârım!” dedi,
Sonra,
Kısa kısa cümlelerle devam etti:
“Öyle de diyemem, değil de diyemem…
Zaman en büyük müfessirdir…
Ama,
Bir gerçek var ki;
Hakan, kolay lokma değildir,
Kolaca yutulamaz…”
Birkaç gün sonra,
Bir Bilen’den bir mesaj…
Mesaj bir haber:
Hakan Fidan’ın Washington’daki “ kayıp saatleri”…
Haberin altına düştüğü not:
Şara’ya eşlik etme bahane,
Başkan Trump ve Başkan Yardımcısı Vence ile görüşmeler şahane…
Ama,
Daha önemlisi,
Programı açıklanmamış şekilde ortadan kaybolduğu saatler…
Ne yaptı veya kimlerle ne görüştü?..”
Bir Bilen neyi bildi? Ne umdum ne buldum?
Sorular sorular; çoklaşan ve yenileşen sorular…
Acaba diyorum,
—Erdoğan Amerika’da iken, yaptığı “Bilal Prezantasyonuna” olumlu karşılık bulamadı mı?
—Bulamadıysa,
Ve,
Buna rağmen,
Geçen hafta yaptığı “Bilal’in Nesli/Devr-i Bilal” vurgulu Grup konuşması, birilerinin sinir uçlarına mı dokundu?
—Eğer dokunduysa,
Hakan Fidan, bu yüzden mi Amerika’ya davet edilip; başkan görüşmeli bir program hazırlandı?
Acaba,
—Fidan’ın Amerika seyahati, Erdoğan’ın istek ve onayı çerçevesinde mi oldu yoksa hiç istemese de; onay ve izin vermeye mecbur mu bırakıldı?
Son iki soru daha manidar:
—Hakan-Bilal sarkacında,
MHP ve Bahçeli acaba kimden yana?
—Hakan’dan ve Hakan’dan yana olanlardan yana ise;
Son 10-15 günde yaşanan Bahçeli-Erdoğan soğukluğunda, bu konu ne kadar etkiliydi ve eğer, temel etken bu konu idiyse; konuyla ilgili ne oldu da tansiyon birazcık düşer gibi oldu?
Şimdi size bir tavsiye:
“Hakan mı, Bilal mi? Hangisi AK Parti’nin müstakbel Kutlu Alp’i?” sorusunu;
Bir de,
Bir Bilen’in soru işaretli cevaplarını ve kafamdaki deli soruları da dikkate alarak yorumlamayı deneyin; bakalım, yorumlarınız sizi yoracak mı?
************
İddiaNağme
Birinci örnek:
—Rüşvet aldığın söyleniyor?
—Almadım…
—O halde almadığını ispat et…
İkinci örnek:
—Falanca kişiyle Beşiktaş’ta 180 defa ne konuştun?
—Falanca kişiyi hiç tanımam ki konuşayım…
—HTS kaydın var…
—Olabilir… Beşiktaş’ta benim ofisim var.
Falanca kişinin de ofisi veya evi olabilir.
—O halde falanca kişiyle görüşmediğini ispat et…
İmamoğlu İddianamesi…
Dört bin sayfa…
Çok öpüşmeyle çok çocuk olmuyor ama galiba çok sayfayla çok suç oluşturulmaya çalışılmış…
Gerçekten de,
Gerçek bir suç-delil-ispat zinciri oluşturulmuş olsa;
İddianame de 40 sayfa yazılsa,
Çok daha müessir olurdu kanımca…
Fikrim şu:
Bu, öyle bir iddianame ki;
Güya, iktidarın İmamoğlu ve CHP’yi imha planı…
Ama,
Aslında iktidar desteği ve yargı eliyle, iktidara karşı hazırlanmış dört başı mamur bir imha planı…
Kapalı kapılar ardında,
Az yetkili veya çok yetkisiz farketmez;
Tanıdığınız herhangi bir AK Parti’liye “manzara-i siyaseti” bir sorun:
CHP’ye saldırılar, İmamoğlu Soruşturması ve İddianamesi ile ilgili olumlu bir tek kelam duyamazsınız…
“O halde neden yapıyorsunuz”
Veya,
“Bunları kim yaptırıyor” diye sorsanız;
Cevap, “Ben de bilmiyorum/Biz de bilmiyoruz” olacaktır…
Sadece,
Birkaç medya şarlatanı hariç…
Onlar da,
Yolunu bulan patlıcan düşmanları…
Acı tespit:
Delilsiz, ispatsız hazırlanmış bir iddianame,
Olsa olsa,
Yarın-birgün,
Bu iddianameyi hazırlattı görünenler ve hazırlayanlar için hazırlanacak iddianameye delil olur…
Olsa olsa da değil; mutlaka olur ve olacaktır…
****************
Majestelerinin Sadık Gazetecisi
Resmi görevsiz Vakanüvis…
Abdulkadir Selvi…
Sırça köşesinde;
Onu demiş bunu demiş,
Öyle demiş, böyle demiş,
Ve,
“İşin özeti bu” diyerek şöyle söylemiş:
“Ekrem İmamoğlu parayla her şeyi satın aldı. Ama cumhurbaşkanlığını satın almaya kalkışınca suçüstü yakalandı.”
Okuyunca,
Hem acıdım hem acı acı gülümsedim…
Ne biliiim abi; ne denir ki…
Vurmaz yüze ifadesi,
Yüzü olmuş ayakkabı köselesi…
Klavye efendisi,
“İşin özeti”; suçüstü diyerek tam bir suçüstü…
Selvi’nin hal-i pür melali,
Aynen,
Köfte yiyen iki kör arasındaki şu diyalog gibi:
—Neden ikişer ikişer yiyorsun?
—Gözlerin kör; nereden çıkartıyorsun ikişer ikişer yediğimi?
—Ben, ikişer ikişer yiyorum da...
*************
11 Kasım
Milli Ağaçlandırma Günü imiş…
Bilmiyordum öğrendim; 2019’da ilan edilmiş…
Bu bağlamda,
Geçen gün yapılan “Yeşil Vatan Seferberliği” programını görünce,
Rahmetli Oğuz Atay’ın, Olric diyaloğunu hatırlamadan edemedim:
“Olric! İnsan nedir biliyor musun?
Ağaçları kesip kâğıt yapan, sonra o kâğıda “ağaçları koruyun” yazandır.”
Konu iktidar,
Ve,
Ağaç sever söylemleri olunca;
Atay’dan mülhem,
Uyarlama yapasım geldi:
—Troyalı! İktidar nedir biliyor musun?
Ağaçların kesilmesine yol verip otel yapılmasına izin veren; sonra da, o otel kompleksine ithal ağaç diktirendir…
—Troyalı! İktidar nedir biliyor musun?
Doğayı koruyoruz diyerek doğal sit alanlarını doğadan arındıran; sonra da, o alanları betonlaştırıp, beton duvarlarla doğayı korumaya alandır…
—Troyalı! İktidar nedir biliyor musun?
Askeri birlikleri şehir dışına çıkartan, bu yeşil alanlara Millet Bahçesi projesi yapan; sonra da, bu alanları rezidans ve villa yapmak için ağaçsızlandıran, şehrin ciğerleri sızılandırandır…
—Troyalı! İktidar nedir biliyor musun?
Maden ruhsatları, termik ve hidro elektrik santralleri ve konut projeleriyle 50-100-200 yıllık ormanların katline ferman çıkaran; sonra da, bilmem şu kadar milyon fidan diktik diyerek orman varlığını artırandır…
—Troyalı! İktidar nedir biliyor musun?
Atatürk antipati ve hazımsızlığıyla Atatürk Orman Çiftliğini ormandan arındıran; sonra da, parsel parsel üleştirip, ağaçların yerine inşaat şantiyesi dikendir…
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Troyalı
Mavi Beyaz