Evet, kule kule istifanın paralar, gün gelir bulaşan herkesi tırmalar.

Ekremgate olarak adlandırılan bir vaka.
Ne idüğü belirsiz bir ofiste, dört CHP'li ne idüğü belirsiz paraları sayıyor.
15 Milyon lira diye bir meblağ ortaya atıldı ise de bu rakam da açıklanmaya çalışılan sebepleri de gerçek dışı.

Birincisi, bağış paraları balya balya banka bandrollü olmaz hemşehrim.

İkincisi tamamen aritmetik birtakım gerçekler.

Nedir bunlar:
• Bu para sayma seansı dört saat sürmüş, iddialar bu yönde.
• Bu 240 dakikaya tekabül ediyor.
• Bir para sayma makinesinin kapasitesi dakikada 1500 banknottur.
• Bu da 360 bin banknota tekabül ediyor.

TL cinsinden 200₺'lik banknottan 72.000.000 ₺ eder.
Dolar cinsinden 100 $'lık banknottan 36.000.000 $ eder.
Euro cinsinden 500 €'luk banknottan 180.000.000 € eder.
Yani 15 Milyon TL, nereden bakarsanız bakın elinizde kalıyor.

Kaldı ki, İl binası için toplanan para açıklaması tam bir fecaat.
Çünkü Parti binalarını, parti Genel merkezleri alır, kanunda da nasıl alınacağı tarif edilmiş ve su götürmez bir şekilde bellidir.

Hadi öyle oldu diyelim.
Nerede CHP Genel Saymanı?
Nerede CHP İstanbul Saymanı?
Nereye bakarsanız bakın, yapılan hiçbir açıklama net değil, doğru değil, şeffaf değil.
Her tarafından şaibe akıyor.

Hele de ismi geçen kişilerin savcılık ifadeleri, tamamen şaibeli ve suçlu psikolojisi ile yapılmış, savunma nitelikli ifadeler.
Kimse net bir şey bilmiyor, hatırlamıyor.

Mesele o zaman CHP İstanbul İl Başkanı olan Canan Kaftancıoğlu'na mal edilmek istendi.
Ancak Kaftancıoğlu "Para ile alım, satım ile işim olmaz, orada kimin ortağı, kimin müdürü var ise ona sorun" diyerek, topu doğrudan Ekrem İmamoğlu'na attı.

Aslında pimi çoktan çekilmiş bombayı İmamoğlu'nun kucağına bıraktı.
İmamoğlu bu işten pek sıyrılamayacak gibi duruyor.

Madem ki bunlar toplanan yardım paraları idi, neden açık ve net olarak ifade etmiyorsunuz ki?

Çünkü edemezsiniz, çünkü yalan söylüyorsunuz.
Zaten CHP içinde de herkes birbirine atıyor kara papazı.
Fakat şu gayet net ki, bu para kuleleri, birilerinin kafalarına yıkılacak.
Öyle gözüküyor ki, o kişilerin başında da Ekrem İmamoğlu gelecek.
Ancak tabii bu yargının işi, neticeyi belirleyecek olan da yargı olacaktır!
O zaman da "İmamoğlu'ndan toz alamaz" diyebilecek mi, bilemedim ben, zaman gösterecektir.

Kimilerine göre, o paralar ile trol ordusu kurulup beslendiği iddia ediliyor, ki dün yakalanan bir bahis zanlısı, hatta X platformunda Pkk savunuculuğu yapan bir kişiye de bu CHP kanallarından 1,5 Milyon ₺ ödendiği Siber suçlar bürosu tarafından da tespit edildi.

Bu taraftan bakıldığında da, akla seçimlerden evvel ortaya çıkan yabancı ülkelerin "fonları" geliyor, ve insan ister istemez "acaba" mı diye düşünmeden kendini alamıyor.

Bu konuda ifade etmek istediğim bir iki konu var.

Sosyal medyada, TV programlarında, bu olayı canhıraş savunanlar var.
Hatta Dursun Çiçek, yayın terk etmeye kadar götürdü işi.
Şaban Sevinç, bu olayı dile getirenleri "Haçlı ordusu" diye nitelendirdi.
İsmail Dükel zaten bilindik halinde, işi sulandırma peşinde.
İsmail Saymaz zaten yok sayıyor.
Hadi bu arkadaşlar Saraçhane kalemşörleri ve bunu saklama gereği bile duymuyorlar.

Ancak, Sosyal medyada, normal vatandaş, salt ideolojik körlük ve saplantılar yüzünden şu cümleyi kurabiliyor; "Oh iyi yapmışlar."
Neden çünkü onlar CHP'li.

Aklıma merhum Uğur Mumcu'nun sözleri geliyor.
"Bu ülkede banka soymak için kar maskesi, devlet soymak için ise Kemalist maskesi takılıyor" demişti.

Maalesef bu çok doğru.

Şahsi cürümlerini Kemalizm kisvesi ile kabul ettirmeye çalışmak, örtbas etmeye çalışmak, sanırım herkes hemfikir olacaktır ki, bariz alçaklıktır.
Bu tip olayları savunmak da, bir o kadar hatalıdır.

Rüşvet, yolsuzluk, her türlü namussuzluk, her kim yaparsa yapsın, yanlıştır, savunulamaz.

Bu ülke ne zaman bunu anlar ise, işte o zaman feraha çıkacaktır.



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam