Günceli bırak kıssaya bak! İşte size üç kıssa ve alabilirseniz sınırsız hisse…

Günceli bırak kıssaya bak! İşte size üç kıssa ve alabilirseniz sınırsız hisse…

Konfüçyüs, öğrencilerinin karşısına geçer...
Bir elinde bir vazo, diğer elinde bir elma…
Öğrencilerin meraklı bakışları arasında elmayı vazonun içinde bırakır ve der ki:
“Elmayı vazodan çıkarmayı başaran öğrenci, elmayı yiyebilir.”

Elmayı en çok yemek isteyen çocuk en erken davranır ve elini vazonun dar ağzından içeri sokar.
Elmayı yakalar, çıkarmaya çalışır ama bir türlü çıkartamaz.
Biraz üzgün biraz kızgın; “olmuyor, elimi çıkaramıyorum” der…

Konfüçyüs der ki:
Elmayı bırakmadığın sürece, elini çıkarman mümkün olmayacaktır.”
Çocuk istemese de mecburen elmayı bırakır ve elini vazodan çıkartır…

Konfüçyüs sorar:
Elmanın vazodan nasıl çıkarılabileceği konusunda fikri olan var mı?
Kimseden ses yok…
Bunun üzerine, Konfüçyüs vazoyu alıp ters çevirir ve elma avucunun içine düşer…
Çocukların hepsi “aslında ne kadar basit bir şeymiş bu” diye gülmeye başlar.

Konfüçyüs, “Fakat bu, göründüğü kadar basit değil” der ve konuşmaya şöyle devam eder:
“Bazen bir şeyi gerektiğinde bırakabilmek zor bir iştir.
Onu bırakabilmek bile bir beceri gerektirir.
Eğer bir şeyi zorla tuttuğunuzda, ulaşmak istediğiniz şeyi engellediğini görüyorsanız; o zaman onu özgür bırakmalısınız.
Eğer bir şeyi yanlış yapıyorsanız, o zaman buna bir son vermelisiniz.
İşte, ancak o zaman hedefinize ulaşabilirsiniz.”

Kıssadan Hisse nedir?
İlkini Albert Einstein söylesin:
“Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç almayı ummaktır."
Benim söyleyeceğim ise şudur:
Körü körüne inat ve inanç getirse getirse sadece başarısızlık, zaman kaybı ve tükenişi getirir.
Akledip yanlışa bir son vermek ise; yeni veya herhangi bir başarı getirmese bile, en azından daha iyi ve haysiyetli bir sona erişi getirir…
Bu ise, yenilsen de güzel yenilmek demektir…

Kuyu

Günlerden bir gün, bir köylünün eşeği kör bir kuyuya düşer.
Zavallı eşek saatlerce acı içinde kıvranır, bağırır ve debelenir durur.
Sesini duyan sahibi gelip baktığında eşeği kuyunun dibinde görür.
Ne yapacağını bilemez ve çaresizce köylüleri yardıma çağırır.
Köylüler kör kuyudaki eşeği kurtarmak için ne yapacaklarını düşünürler ama sonuçta onu kurtarmanın imkânsız olduğuna ve bunun için çalışmaya değmeyeceğine karar verirler.
İçi acısa da sahibi de hemfikirdir. Tek çare, kuyuyu toprakla örtmektir.
Herkes ellerine aldığı küreklerle etraftan kuyunun içine toprak atmaya başlar. Ama eşek ne yapar?
Her defasında ve peş peşe üzerine gelen toprakları, silkeler ve dibe döker.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükselir ve sonunda yukarıya kadar çıkıp kör kuyuda ölmekten kurtulur.

Buradaki Kıssadan Hisse nedir?
Neye maruz kalırsak kalalım
Pes etmemek, ümidini kesmemek ve mücadeleye devam etmek…
Hayat veya hayatın oğulları ve kızları üzerimize ne yüklerse yüklesin veya gömmek için ne kadar toprak atarsa atsın yakınmayacak/sızlanmayacak ve yaşayan ölüler gibi davranmayacağız.
Ölene kadar yaşamak zorunda olduğumuz hayatta bunlarla baş etmenin tek yolu; düşünüp akletmek/silkinmek ve kurtulmaya çalışmaktır.
Kör kuyuda olsak bile…
Ne demiş Mehmet Akif:
Ey dipdiri meyyit! İki el bir baş içindir.
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!

BÜYÜK İSKENDER VE ARİSTO

Büyük İskender, büyük filozof Aristo’ya bir mektup yazar ve sorar:
“Zapt ettiğim topraklardaki insanları tahakkümüm altında tutabilmek için neler yapmalıyım?”
1- Ülkenin ileri gelen insanlarını sürgüne mi göndereyim?
2- Ülkenin ileri gelenlerini hapse mi atayım?
3- Ülkenin ileri gelenlerini kılıçtan mı geçireyim?

Aristo’dan cevap şöyledir:
1- Sürgüne gönderirsen; kısa bir sürede yeniden toplanıp sana karşı başkaldırırlar.
2- Hapse atarsan; hapishaneler muhalif yuvası haline gelir, kontrolden çıkar.
3- Kılıçtan geçirirsen; onlardan sonraki kuşak intikam hırsıyla büyür, tahtını sallar.

Çözüm olarak şunu önerir:
İnsanların arasına nifak tohumları ekeceksin.
Birbirleriyle savaşınca, hakem olarak kendini kabul ettireceksin.
Ama anlaşmaya giden bütün yolları tıkayacaksın!

Kıssadan Hisse nedir?
Bence, hisse kıssanın içinde. Veya daha bariz görmek istiyorsanız yaşanmış ve yaşanan örneklere bakın…
Mesela,
Afganistan’a/Irak’a/Libya’ya/Suriye’ye bir bakın…


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet