TİC Holding Header
  • USD 32.374
  • EUR 35.028
  • Altın 2324.57
  • BIST 100 9129.19
Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Adalet mi mülkün temeli, Mülk mü adaletin temeli

Sadece iki gün içinde, gündem yine o kadar karıştı ki, hangi konuyu işlesem, bir yerler boş kalacak.
Adalet mi mülkün temeli, Mülk mü adaletin temeli
Mesela bu ülkedeki adalet mefhumu.

Üzülerek kaydediyoruz ki, adaleti savcılıklar değil, sosyal medya platformları sağlamaya başladı.
En yeni misali Halil Sezai!

Yaptığı magandalığı burada tekrar işleyecek değilim, terbiyem müsaade etmiyor.

Ancak bu bağlamda vahim olan, dört failin karakola gittiği, ifade verdiği ve savcının bunları karakoldan serbest bıraktığıdır.

Ne zaman ki, olay sosyal medyaya yansır, görüntüleri yayılır, geniş bir yankı uyandırır, işte o zaman Kartal Anadolu adliyesi, Halil Sezai'yi mevcutlu ister.

Ve ne kadar tutuklamamak için dirense de (mesai saatlerini geçirme gibi), sonunda tutuklama istemiyle mahkemeye sevk eder ve tutuklanır!

İşin içinde bir de Eren Erdem var.

Olay günü, Eren Erdem'den yardım istenir, bir ordu CHP'li "hukukçu" Sezai'nin yanında olur.

Bugün o ordu yoktu, çünkü suçu ve davranışı çok adi idi ve savunulacak tarafı kalmamıştı.

Yani mülk sahibi idi, nüfuz sahibi idi ve olay sosyal medyada patlamasa idi, şimdi halen serbest olacaktı, 70 yaşında adamı döven serseri!

Türkiye'de hukukun, adaletin ve yargının geldiği durum, maalesef bu!

Ünlü iseniz, hele de sol görüşlü ünlü iseniz, adaletten korkmanıza gerek yok.
CHP'nin avukat ordusu ve yargıdaki yandaşları sayesinde, hukukun üstündesiniz demektir.

Eşinizi de dövebilirsiniz, polise kafa da tutabilirsiniz, hatta ve hatta devlet sırlarını satıp, vatana ihanet bile edebilirsiniz.

Amma abarttı dediğinizi duyuyorum sanki.

Bakınız Enis Berberoğlu.

MİT tırları davasının baş haini.

Yakalandı, serbest kaldı, tekrar yakalandı, tutuklandı, yargılandı, ceza aldı!
Sonra uğruna yürüyüş yapıldı.
Ve serbest kaldı, tabii infial uyandırdı, tekrar içeri alındı.
Eh Kovid vasıtası ile "izinli olarak serbest kaldı"!

İşin en acı tarafı da AYM'den geldi, çünkü düşürülen vekilliği bugün iade edildi.
Yarın da "Türk Devleti özür dilemeli" diye bir karar çıkarsa, gerçek o ki, şaşırmış olmam ben.

Şimdi buyrun, bu devlet için "hukuk devleti" diyebilin.
Ve buyrun bunu millete anlatın.

Maalesef, cebinizde "doğru partinin" üyeliği var sa, evet, siz yargıya güvenebilirsiniz.
Yargıya, adalete değil.

Kimden olursa olsun, bir telefon ile vereceği kararda baskı altında kalan, Savcı, hakim, adaletten başka her şeyi dağıtır!


Bu neden bu kadar vahim, çünkü 18 senedir bu ülkede iktidar olan partinin ismi "Adalet" ile başlıyor.
Ve bu parti, guguk değil, hukuk devleti inşa edecekti.
Edemedi, edemez!

Çünkü bu ülkenin bürokrat elitleri halen bu guguk sistemini ayakta tutmak için canhıraş çalışıyor.
Çünkü bundan besleniyorlar ve iyi biliyorlar ki, hukukun işlemediği bir devlet, kalkınabilir, gelişebilir, hatta çağ atlayabilir, ancak milletin adalete güveni olmazsa, bunların hiçbir önemi kalmayacaktır.

Ve bu elitistler, sadece yargıda değiller.

Her devlet kurumunda bir şekilde yerlerini korudukları gibi, hegemonyaları da halen devam etmektedir.

Sadece devlet kurumlarının içindeler mi?

Hayır tabiiki de.

Bir bakmışsınız karşınıza Aydın olarak çıkarlar, bir bakmışsın sanatçı olarak, ya da gazeteci kılığında olurlar.

Ve yaptıkları iş, Türkiye'ye muhalefet etmektir.

Şu an karşılarında AK Partisi olması, geçmişteki performanslarını unutturmaz.

Hemen her hükümete karşıtlık yapmışlardır.
Ve bu gelenek Adalet Partisi iktidarı ile başlamıştır, bugüne kadar sürmektedir.

Muhafazakar hükümetlere tüm hışımları ile uğraşmışlar, Solcu hükümetlerle de danışıklı dövüş modeli ile uğraşmışlardır.

Tek niyetleri, Türkiye'yi engellemektir.

Kalkınmasını, gelişmesini, refaha ermesini engellemek.

Yeni Türkiye olarak tabir ettiğimiz bugünün Türkiye'si, buraya kadar gelebildi ise bunlara rağmen gelebilmiştir.

Bu jakobenler, bu ülkede varlar ve maalesef ki olacaklar da.
Çünkü çoğunu halka sevdirdiler.

Yakın tarihimize bir bakın.

Sanatçı olarak bildiğimiz ne isimler, birer, birer maskelerini düşürmedi mi?

Gerilla anası olmak isteyenler mi?
Dizi setlerinden doğrudan Meclis'e girenler mi?
Devlete karşı Gezi vandallığına katılanlar, hatta organize edenler mi?

Neler, neler.
Ve o maskeleri kendileri düşürmese idi, belki bugün halen çok geniş bir kesimce sevilecekler di.

Siyaset ne getirir bilmem.

Ancak tüm dünya ve ülke gündemi bir yana, artık çok acilen bir Anayasa reformu, yargı reformu şart.

Halen yargıda olan FETÖ kalıntıları olduğunu dünya alem biliyor, kamuoyu vicdanı ise bundan çık rahatsız.

Artık ve sadece yargıda değil, nerde bir kripto FETÖcü var ise derhal alınmalı ve yargılanmalı.

Yıllardır bu sadece lafta kaldı, kalmamalı.

İpe un sermeyi bırakıp, neye mal olursa olsun, bunların artık yapılması elzemdir!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın