TİC Holding Header
  • USD 32.338
  • EUR 35.153
  • Altın 2240.659
  • BIST 100 8753.67

Vatandaş seçimlere mutsuz gönderilmez!

Siyaset dünyasının en eski kurallarından biridir bu. Seçmeni, insanları, iktidar sahibi mutsuz bir şekilde sandığa gönderirse, hele ki de elinde mutlu edebilecek tedbirleri almak var iken gönderirse, sandıkta hiç de hoş olmayan sonuçlar işe karşılaşır.
Vatandaş seçimlere mutsuz gönderilmez!
İnsanımız, büyük dünya siyaseti ile pek ilgilenmez. Daha çok mikro ve makro ekonomik gerçeklere bakar. Yani cebine ve cebinde olan ile nasıl bir hayat sürdürebileceğine bakar!

Gerçek şu ki, ülkemizde, iktidar ne yaparsa yapsın, asla mutlu olmayan ve de olmayacak olan bir kitle mevcut. Onları mutlu edebilmek için, hükümet toplu istifa etmeli. 

Hadi bu hardliner muhalefeti bir bırakalım ve en azından, iktidara yakın olan kitlelere bakalım.

Burada da kah aleni kah el altında mutsuz olan önemli bir kesim var. Bir de A politik ve genellikle kararsızlar olarak belirtilen bir kitle var tabii. 

Bu insanların şikayetleri ciddiye alınıp, ivedik ile giderilmeli!

EYT konusunda, tatmin edici, aydınlatıcı ve hızlı bir çözüm getirilmeli. 

3600 ek gösterge meselesini iki yıldır bekleyen önemli bir memur kesimi, verilen sözlerin yerine getirilmesini dört gözle beklemekte, ki bunların içinde iki yıldır canını dişine takarak çabalayan ve olağanüstü bir performans gösteren Emniyet teşkilatı var!

Bu insanlar sorular sorduğunda, verilecek cevap bulunamıyor. 

Akaryakıtta gerçekleşen indirimler, hızla, gaza ve elektriğe de yansımalı. 

‘Kime hizmet!’ ettikleri pek belli olmayan birtakım bürokratların, insanlara uyguladıkları zulümlerin derhal incelenmesi ve sorumluların hesaba çekilmesi gerekir.

Gidici olduklarını anlayan, bilen Belediye başkanlarının, giderayak insanlara, özellikle de küçük esnafa kan kusturmasını engellemek, bugüne kadar yapılan bu çirkin adetin önüne geçmek gerekiyor.

Trafik de güvenlik elbette ki çok önemli, ancak seçimlere beş kala, cezalara zam yapmak ve üst üste uygulamalar ile, zaten trafikten bunalım geçiren insanları daha fazla gererek, öfkelendirmek, acaba hangi akla hizmettir? 

Yaz aylarında dolar operasyonunu fırsat bilip de haksız artan fiyatlar, kriz evveli seviyesine acilen çekilmeli, bu da vatandaşa hissettirilmelidir!

Cebi narahat olan insanların, rahatlık ile siyaseti izlemesini ve objektif olarak vereceği oyun rengini belirlemesini bekleyemezsiniz!

Doğru, tüm dünyada ABD menşeli bir kriz var, ekonomik bir kriz. Ve sadece Türkiye de zor günler yaşanmıyor, dünyanın her yerinde durum ayını.

Ancak dediğim gibi, milletimiz global finans siyaseti ile pek ilgilenmez. Duyar, dinler, ama beş dakika sonra, bakkal, market, pazardaki fiyatlardan şikayetçi olur. 

Yani ‘ABD ile Çin’in ekonomik savaşı yüzünden dünya bu hale geldi’, dersiniz. Dersiniz de alacağınız cevap: ‘Trump bizim Bakkal Ahmet’e ne karışıyormuş’ olur!

Asgari ücret de seçimlerden önce halledilmesi gereken başka bir vahim konudur!

Evet, devlet asgari ücretin muhatabı değildir. Bir nevi hakemlik görevini görür. Ancak bizim insanımız işte bunu da bir türlü anlamak istemez. Devletten bekler!

Ve insanlar, asgari ücretin arttırılması konusunda haklılar da. 

Çünkü yakın tarihimize de bir baktığımızda, en önde hep asgari ücretle geçinen, samimi insanları gördük. 

Gezi olaylarının ceremesini çekenler, cebinde on dolar da olsa, çağrı yapıldığında koşup bozduranlar, en önemlisi ise de 15 Temmuz gecesi Şehid ve Gazi olanlar. Kahir ekseriyetle asgari ücretli insanımız değil miydi? 

Artık onların da mutlu olmak hakları değil mi? 

Ve geçmişten kalan öyle yükler var ki, artık altında ezilebilme tehlikesi ihtiva etmekte.
Sivas olayları mağdurları.
28 Şubat süreci mağdurları.
Erken yaşta evlenen çiftler mağdurları!


Bunları artık daha fazla görmemezlikten gelmek, siyaseten harakiri yapmak gibi bir şey. 

Zira bu sorunlar on yıllardır çözüm ve en önemlisi ise Adalet beklemekte. 

Adalet demişken, ivedi ile, FETÖ’cü hakim ve savcıların, bile isteye kumpasa düşürdükleri sayısı bile belli olmayan mağdur insanların davalarını da yeniden inceleme sözü de havada kaldı.

Ve tüm bunlar, bir araya geldiğinde, halkın nezdinde oluşan tablo da pek iç açıcı değil. 

Velev ki hükümet yanlısı olanlar arasında da hararetli tartışmalara, mutsuzluğa neden oluyor. Eh seçim arefesinde de kendi seçmenini küstürmenin pek de akıl karı bir iş olmadığı alenen ortada.

Bu kez, evet, yerel bir seçim olsa da sistem değişikliğinden hemen sonra geldiği için, millet, yerel konular ve sorunlar dışında, daha ziyade genel siyaseti oylayacak gibi gözüküyor. 

Durum böyle iken de milleti doğrudan ilgilendiren alanlara, yani alım gücüne, refah seviyesine, yönelik rahatlatıcı önlemlerin derhal yürürlüğe girmesi ve halkın da bunu hissetmesi, en önemli siyasi uğraş olsa gerek.

Evet, tüm dünyada sıkıntı var. Ve bizim akıllı, öngörülü, ihtiyatlı bir dış siyaset üretme zorunluluğumuz var. 

Böyle olursa da global kriz den kazanan olarak çıkabiliriz.

Ancak bu böyle hemen sonuç verecek bir şey değil. Uzun soluklu bir maraton ve arka planda paralel olarak yürütülmesi gerektiğine inanıyorum.

Ancak iç siyasetimizin, daha ziyade iç ekonomik siyasetimizin acilen sonuçlar getirmesinin de önümüzdeki seçimler bakımından daha önemli olduğu da, apaçık ortada. 

Aksi takdirde, AK Parti’si seçmeni dahil, verdiği krediyi tüketmiş olacak ve seçimlerde, hesabı kesecektir. 

Nedeni ise basit.

Evet, halkımız Gezi olaylarına, 17/25’e, kahpe terörist saldırılarına, 15 Temmuz hain darbe girişimine, nihayetinde Dolar operasyonuna şahid oldu.

Ancak buna rağmen de ekonomik istikrar açısından, rahatlatıcı hamleleri dört gözle beklemekte. 

Çünkü insanımız, geleceğine dair, istikbaline dair ve istikrara dair uzun vadeli planlar kurmak arzusunu içinde taşıyor. Huzur istiyor.

Huzur, terör bertaraf edilerek, amansızca mücadele edilerek, sokaklarda sağlandı, çok şükür, ancak keselerde sağlanmadı. 

Bunun da havadisleri verilmeye başlandığında, millet de hissetmeye başladığında, eminim bir beş yıllık açık çek daha yazacaktır. 


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın